Tehdit Morgu

Buralar ıssız artık.

Çünkü buradaki tüm çocuklarımı aldım.
Yenilerini ekledim.

Artık hepsi şuradalar:
http://tehdit.wordpress.com

Doğmaya devam...
Doğmaya devam...
Doğmaya devam...
Doğmaya devam...
Doğmaya devam...
Doğmaya devam...
Doğmaya devam...

ne bu yağmur ne de bir sonraki

heyecanlanma hiç
ne bu yağmur ne de
bir sonraki
oksitlendirerek türkuvaza bulayamayacak bizi
ebedi ya da edebi heykellerden olamayacağız
tepemize
 kuş
 sıçsa
  bile

hem her sabah aynı kuş sesi
uyandırmıyor ki bizi
aynı sabah
   ayrı kuşlar
aramızda ne olabilir

korkmadan kusabilmem için
        bir masal daha anlat
bana 

Posted via email from morg

Bir Tutam Nahoş Sıfat / Beheri Kinayeli Dozda Rastlantı

Bir yaz günü başlayıp kışın en soğuk günü bitebiliyor insan
Her gök gürültüsünde yenilenebiliyor
Sırf aynadaki görüntüsü güzel olmadı diye
Bileği dururken boynuna kıyabiliyor

Herhangi bir şeyden medet umup "değil"ine inanabiliyor insan
Dediklerini bir hamlede unutabiliyor
"Belki bir gün"lerini azaltır gibi olduğunda
Bir tutam nahoş sıfata doyabiliyor

Rastgele bir yerde üretilebiliyor insan
Beheri kinayeli dozda rastlantı ihtiva edebiliyor
Somutsuzluktan mıdır mutsuzluktan mı bilinmez
Sahip olamadıklarıyla yaşlanabiliyor 

İstanbul'da kirlenip Ankara'da arınabiliyor insan
Kırmızıyı sevip siyaha bulanabiliyor
"Yalan değil en azından" dedikten sonra
"Katiyen"lerine yenik düşebiliyor

Posted via email from morg

oh my

often times i really sing to myself
do i need another world?

we have clouds
fire
and broken hearts

who could ask for more
who would ask for more

black can hide more but it is not so durable
winter can hide more but it is not so durable

oh my

i am so in love with a black winter
i cannot know its name though

heartbreaking times i really whisper to myself
do i need another birth?

we have blood
bribery
and many whores

who could long for more
who would long for more

the only thing i can label for repent is death
the only thing i can repel or rebel is faith

oh my

i am so fucked up with a dead fate
i cannot know whom to blame

Posted via email from morg

sessiz harpler

Ardıma koyamadığımdan değil,
Elimden bu kadarı geldiği için...

Hiçbir şeye kırılamadığımdan değil,
Sessiz harplerde çarpıştığım için... 

Posted via email from morg

Başa Alınamayan Hayat Bantları

...

Argodan bihaber sokak çocukları

Hayat kadınsız kırmızı ışıklar

Hakemsiz ibneler

Kabul görmeyen bireysel standartlar

Önünde uyunup kalınmış televizyonlar

Spektrumu belirsiz antibiyotikler

Sizin giller

Bizimkiler

Kara kıtalar, kuru kıtalar

Üzerine tekrar tekrar yazılabilir kara kutular

Şuursuz teorilerin komplimanları

İnananı olmayan kutsal kitaplar

Amerikasız ülkeler

Sonradan avrupailer

Kuvvet doğuramayan birlikler

Başkalarının günahları için ölenler

Başkalarını sevap için öldürenler

Deldirip bir daha deldirenler

Gömlek kolasını yumuşatan deliler

Kolasız diyetler

Atıfsız alıntılar

Tersiz alınlar

...

Çabuk kırak erler!

...

Yalnız sokak kedileri kadar korkusuzca gezerken biz sokakları,

Camlardan lime lime atılmış başa alınamayan hayat bantları...

Posted via email from morg

Bir Gecelik Dua

Boşuna yıkadın bütün kaldırımları
"Masum ya da katil onca sen"e dair ayak izlerini ezmek için geleceklerken

Umrunda bile değilken ayrılık taşıyan bütün duraklar
İnmek için can atıyorsun şimdi...

Bir dilim et, bir nefes ruh olsan ne fark edecek?

Biraz kırmızı ya da biraz siyah olsan ne fark eder?

Göz kenarlarından başlayacak yaşlılığın...

Görmüşlüğün
Geçirmişliğin
Geçkinliğin
Gençliğin ellerinin üzerinden başlayarak kat kat ayrılacak

Hayat...
Yaşarken buharlaştırmaya başlamıştı ya kanını
Söküp atıyormuş gibi büzecek bütün damarlarını
Hayata dair neyin varsa emip alacak içinden

Hiç rahat olmayacaksın
Huzurlu da.

Boşuna gömdün bütün şahitleri
"Sağır ya da dilsiz onca sen"e dair anılarına yakmak için geleceklerken

Umrunda bile değilken umut taşıyan bütün ışıklar
Söndürmek için can atıyorsun şimdi...

Bir gecelik dua, bir günlük matem olsan ne fark edecek?

Biraz yalnız ya da biraz hiç olsan ne fark eder?

Dudaklarının kenarlarından başlayacak yaşlılığın...

Sevmişliğin
Sevilmişliğin
Sevgilerin
Sevgililerin kalbinin üzerinden başlayarak kat kat soyulacak

Hayat...
Başlarken acıtmaya başlamıştı ya canını
Kemirip sıyırıyormuş gibi kırpacak bütün köşelerini
Hayata dair kimin varsa silip atacak içinden

Hiç diri olmayacaksın
Ölü de.

Posted via email from morg