Perşembe, Ağustos 31, 2006

Beden Soğuk, Beden Ruhsuz, Beden Uslu





Sıvı misali bulunduğum kabı doldurur oldum
İçimdeki asi ve hırçın çocuk öldü mü ne
Neden bu iç kemiren düşünceler
Sürekli kapanan perdeler arasında kalmalar

Beden soğuk, beden ruhsuz, beden uslu artık
Her türlü arz ve emri bir lokmada yutar oldum
İçimdeki şen ve yaramaz çocuk öldü mü ne
Neden bu gelip giden şer beşerler
Sürekli yuhlar ve tükürmeler içinde kalmalar

Beden soğuk, beden ruhsuz, beden uslu artık
Gözünüz aydın
Onulamam ben gayrı

Pazartesi, Ağustos 28, 2006

Yine Ben... Bir Başıma...

Kendi yarattığım zahiri dünyamda ben
Yine bir başıma olabilmeyi kabulleniyorum
Kendi başıma fasid dairelerimde ben
Endişelerimle, rüyalarımla, geleceğimle ben
Bilmem neden böyle, elden gelen nereye
Yarattıklarım hep başkalarına yarayan cinsten
Oysa ben, kendi yarattığım kahramanlarımla ben
Başlamasını bilen ve de başlatmasını da
Olamadım çoğu zaman diğerlerinden biri
Kimi zaman diğerlerine yaklaşamadım bile
Gelecek günlerimle, yaşlarımla deli deli ben
Kendi yarattığım senaryomda oynayan ben
Ağlamayı bir türlü beceremeyen yine ben
Anlatmayı, dile dökmeyi ve rol yapmayı...
Yine ben...
Bir başıma...

Pazartesi, Ağustos 21, 2006

"iyor"lar ve "üyor"lar

Habisliğe mahkum olduğumdan yılan eksik olmuyor
Her lafım o kadar gerçek ki yalana yer kalmıyor
Vücut belli başlı, amaç daha da belirgin iken
Kılıktan kılığa girmek meziyet gibi sayılıyor
Güneşin etrafında etrafımızda ay ile dönerken
Olanlardan bihaber görünebilmek tuhaf geliyor


Yaratıcılığımın sınırları bana bile görünmüyor
Her adımım o kadar sessiz ki tilkiler kıskanıyor
Kiminle dans edildiği, farklar bilinmesine rağmen
Ağız açanlara, laf dökenlere ve gülenlere küsülüyor
Güneşin etrafında etrafımızda ay ile dönerken
Olanlardan bihaber görünebilmek tuhaf geliyor

Salı, Ağustos 15, 2006

Onbeşler Sevilir


15, 16, 17, 18, 19, 20, 21,
22, 23, 24, 25, 26, 27, 28,
29, 30

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10,
11, 12, 13, 14, 15, 16, 17,
18, 19, 20, 21, 22, 23, 24,
25, 26, 27, 28, 29, 30, 31

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10,
11, 12, 13, 14, 15...

Pazar, Ağustos 13, 2006

7 Tepinti


Hala içinde avuttuğun bir çocuk mu var?

Ya beynindeki bilmeceler ve bulmacalar?

Keskin ağu düşüncelerin beynine zarar

Yedi temel, yedi uyurlar ve yedi yağmurlar

Efsaneler, hikayeler, yalanlar ve masallar

Hepsini ezbere bilen bir çocuk mu var?

Ya içerdeki karanlık koridorlar ve anlar?

Oynamayı bilmiyorsun malum yerin dar

Yedi gün, yedi günah ve yediden kalanlar

Yazılanlar, çizilenler, inenler ve çıkanlar

Yılana sarılarak yaşayan bir çocuk mu var?

Ya külliyen imkansız detaylar ve tavırlar?

Yaşadığın mutluluklar baka baka kararırlar

Yedi baş, yedi beni, yedi bitirdi bu sorular

Pazar, Ağustos 06, 2006

Cezveler


Küçük küçük cezveler
Köy kasaba gezmeler

Çarşamba, Ağustos 02, 2006

Bu da Benden Tüm Çarşambalara Armağan Olsun

Bugün günlerden Çarşamba. Nadide ve güzel bir günümüzdür, diğer altısından iyi olmasın. Ne hafta başlangıcı sendromları kalmıştır artık ne de hafta sonuna dair kalp atışları mevcuttur henüz. Çarşafa dolandığı da söylenir bazı yörelerimizde.

Tilki gibi dönüp dolaşıp yine kürkçü dükkanına gelen birisi olduğumu unutmadan başladım bu güne aynen her zaman olduğu gibi. Hatta bugün yataktan zombi misali kalkıp rutin işlerimin üstesinden geldikten sonra üzerimde sokak kıyafetlerim bir daha uzanıverdim yatağıma şöyle bir beş dakikacık daha.

Çıkmaya hazırlanırken o yatağın bana bir bakışı vardı ki sormayın. Bir çekiciliği, bir cazibesi. O yastık sanki gel kafanı üzerime koy der gibiydi. Haliyle ben de bu ısrarlara dayanamadım.

Uykunun kıymetini bilmeyenlerden birisi olduğumu sanıyorum. Tatil zamanı horozlarla yarışırcasına yataktan fırlayan bendeniz nedense rutin günlerde yatağından ayrılırken göz pınarları kaşınan bir mahluka dönüşüyorum.
Bu da benden tüm Çarşambalara armağan olsun.

Salı, Ağustos 01, 2006

Bir Gönlüm Olsa Taştan Neleri Sığdırırdım

Aniden gökyüzü küser de rengini kaçırıverir ya
Ben de aynen öyle keyifsizim bazı bazı
Hani bazen ışığı kapatır kapatmaz ağlarsın ya
Bir gönlüm olsa taştan neleri sığdırırdım

Kusursuzluğu ifade eden bir tavrım olsa
Etrafıma türlü zorlukta sorular sorardım
Hani hep sessiz ve gülmeyen derler ya
Bir gönlüm olsa taştan neleri sığdırırdım


Aniden deniz buz keser de dalgasını kusuverir ya
Ben de aynen öyle dengesizim bazı bazı
Hani bazen bir anda eski günleri hatırlarsın ya
Bir gönlüm olsa taştan neleri sığdırırdım

Tek başıma yapabileceğime inancım olsa
Kalpleri dışarı taşanlara imrenerek bakmazdım
Hani hep farklı ve yetenekli derler ya
Bir gönlüm olsa taştan neleri sığdırırdım