Pazartesi, Aralık 31, 2007

(U)mut Dolu Yıllar Yine de... Hala...


Kadehlerin içine yine yeşil, la'l yahut bej mayi dökerken siz
Ağzılarınız kahkahadan kehkeşan yıldızlarıyla yarışırcasına açılırken
Yataklar üstünde bir yukarı bir aşağı inerken siz
Donlarınız kırmızının binbir tonunu taşırken
Mantarları şişeden zevk-i sefa içinde ayırırken siz
Göbek deliğini ayyaş zihinle titretip titretip izlerken
Yine meçhul bedenler morglardan medet umacak
Yine yuvasızlar donup kalacak
Yine farklı olanlar susturulacak
Yine yabancıların kollarına çocuklar atılacak
Ve yine masal olduğu gibi devam edecek...

(U)mut dolu yıllar yine de...
Hala...

Pazar, Aralık 23, 2007

Hatta...

Doğrunun düzlemi kestiği yerde
Kavgalar başlar
Sistem yavaşlar
Hatta çöker

Ebrunun suyundan ayrıldığı anda
Alemler karışır
Beşer alışır
Hatta ağlar

Kaybolanın ortaya çıktığı yerde
Düzelir kaşlar
Silinir alınlar
Hatta açılır

Sırra kadem basıldığı anda
Diller çözülür
Gün döner
Hatta bulanır

Pazar, Aralık 16, 2007

Ebegümeci


Hatıralarından seçmen gerekenleri sana öğretecek ben değilim. Bütünün hangi kısmını alman gerektiğini de sana öğretemem. Ben sadece sana bir masal anlatırım, istersen bir tane daha. İstersen sonunu tamamen değiştirebilirim. İstediğin kadarını bilebilirim, istemediğin kısmında sesimi kısabilirim. Kaybolman gerektiğinde gizlenmen gerektiğini de vurgulayabilirim. Ortaya çıkmak istediğinde seni ışığa boğabilirim. Yettiği kadarının aslında ne kadar az olduğunu ima edebilirim ve aç kalırsın. Seçtiğim notaları, çektiğim çizgileri sana birer birer anlatabilirim. O zaman ne kadar haklı olduğumu, neden olduğumu, neden bu kadar olduğumu anlayabilirsin belki. Gökyüzünü ağlatırım, sen yağmur sanarsın. Güneşi akşam öncesi yırtarım sen kan sanarsın. Dilimden dökülmesini istediğini sana söyletebilirim. Dökülmesi gerekenleri. Dilsiz olabilirim bazen, bazen iki renkli bir pandomim izletirim. Çoğu kadar azı da olabilirim. Kralları da öldürebilirim, kraliçeleri de. Sonra sen ve ben kalırız belki. Ebegümeci...

Resim çalışması RagıpEmreBeyin'e aittir.

Pazar, Aralık 09, 2007

Kandırık Bir Vaziyet


Kalbinin kırıldığına
Bir tek ben şahittim
Bir tek
Ben duydum ya sesini
Görmezden gelip
Gözlerimi kapattım

Bir oluk olsaydı eğer
Kafanda bir yerde
Akacaktı tüm bu olanlar
Rahatlayacaktın

Uyuyalım mı yine
Yarı ölüm hani...
Kandırık bir vaziyet
Yarı heyecanlı hani...

Pazar, Aralık 02, 2007

Sözleriniz Tuhaf Tuhaf Çıkıyor


"Keşke elimde bir düğme olsaydı
Basınca Dünya'yı kapatan
Kapalıysa açan..."



Ben duymamalıyım ya
Sessiz olmaya çalışın siz

(Ama itiraf edeyim
Sözleriniz tuhaf tuhaf çıkıyor)

Yaralanıyorum ya yavaş yavaş
Uzaklaşıyorum sonra

Tükürüyorum lanet olası Dünya'ya
Defoluyorum