Tüm çocukların aşı olmak için can atıp sıraya girdikleri, parmak kaldırmaya gerek olmayan, hatalar ve yanlış cevaplar karşısında ağızlara tokat atılmayan bir yerdi. Ama yine de kötü çocuklardık biz. Kaka çocuklar. Kaka kıvamında. Kötü çocukların annelerini ağlattıkları bir yerdi burası.
Uyur gibi yapan çocukların uyanır gibi yapamayacakları bir yerdi burası. Evden çıkanlara el sallanmayan, ağlayarak uyanılan bir yerdi.
Kötü çocuklar olarak oyun oynamayı çok severdik. Arta kalan metaller, ağzı bozuk kediler, tüyleri dökük köpekler ve akciğerli balıklar ile oynardık. Günün her saati oyun için elverişliydi. Oyun oynamamak için bahane üretmezdik. Yalan hiç söylemezdik.
Oyunlarımızın en zevkli yerinde gökyüzü yırtılırdı. Meraklı meraklı ama kesinlikle acele etmeden kafamızı yırtığa çevirirdik. Her defasında o belli belirsiz el uzanıp aramızdan birisini kapardı. Geri kalanlar olarak ağzımız açık, şaşakalık, boyunlarımız kıvrılmış bir halde bakardık saatlerce. Bir dahaki sefere belki derdik. Kim bilir? Bir dahaki sefere...
Uyur gibi yapan çocukların uyanır gibi yapamayacakları bir yerdi burası. Evden çıkanlara el sallanmayan, ağlayarak uyanılan bir yerdi.
Kötü çocuklar olarak oyun oynamayı çok severdik. Arta kalan metaller, ağzı bozuk kediler, tüyleri dökük köpekler ve akciğerli balıklar ile oynardık. Günün her saati oyun için elverişliydi. Oyun oynamamak için bahane üretmezdik. Yalan hiç söylemezdik.
Oyunlarımızın en zevkli yerinde gökyüzü yırtılırdı. Meraklı meraklı ama kesinlikle acele etmeden kafamızı yırtığa çevirirdik. Her defasında o belli belirsiz el uzanıp aramızdan birisini kapardı. Geri kalanlar olarak ağzımız açık, şaşakalık, boyunlarımız kıvrılmış bir halde bakardık saatlerce. Bir dahaki sefere belki derdik. Kim bilir? Bir dahaki sefere...