Çarşamba, Mayıs 06, 2009

SA:AT

Bir saat tutuşturdular elime.
Bir masa başında.
Bir başıma değilken.
Oysa sadece ikram var sanmıştım.
Kahveden, çikolatalı kekten.
Berbat bir sesi var,
Çalışırken.
Baskı balata gibi,
Beynime yapışıp yapışıp geri çekilen.
Genizden geri zaten hep anlarım,
Yutamadıklarım.
Denizden derim,
Akamıyor telef olasıca,
Ayağa kalksam bile.
Üstüme yapıştı zaman zaten,
Bir bu saatin göstermediği kalmıştı.
Gösterildikçe hoşuna mı gidiyor ne?
Kafeste kerata gibi,
Gözleri oyulup oyulup
"Karanlık işte bu" denilen
Kuş gibi.
Bir ile başlayıp
Oniki ile bitiyor bu da.
Diğerleri gibi.
Şerri titreten bir sesi var.
Zamanı gösteremeyesice.
Sadece söz vermişlerdi.
Çikolatadan, baldan.
Bahsetmişlerdi.
En son söz verdiğimde
Canını yakmayacaktım...
...Söz verirken bile yanması gerektiğini biliyordum...
(Zaten tutamayacaktım)

Hiç yorum yok: