Pazar, Şubat 28, 2010

Δx

Air On A G String by Johann Sebastian Bach  
Download now or listen on posterous
08 Air On A G String.mp3 (3148 KB)

When I rendered my scene
Each object seemed in its right place
But I was wrong.
As usual.
I missed the essence of wit and anger.
A wisp of red and gray that is.
At least for me.
Today I am willing to inaugurate something alien.
All alone.
By myself.
There are no obstacles I guess.
As far as I can see.
Because God slept well yesterday night.
Flawlessly.
Seamlessly.
All night long.
Not even a tiny snore.
He might even be considered as defunct.
El Muerto.
I do not care anymore.
That's why I am here today.
Pale curtains, black vacuum.
All I need is what I am going to do.
For a new beginning.
For a notable Δx.

Posted via email from Burada Başlayan::Burada Biter

Pazartesi, Şubat 15, 2010

Şerefe!

Hayal ettiğiniz her şeyi yaptım...

Düşlediğiniz her şey benim sayemde gerçeğe dönüşürken (o ya da bu şekilde) güzel çocuktum, hoştum, sesim mikrofonik, sıcaklığım ortamı ısıtan cinstendi (kendi götüm donarken bile). Hayal edemediğiniz renkler ile dünyanızı boyayıp kulak deliklerinizden hiç duymadığınız ezgileri iteliyordum. Her şey bir alt sınır ve bir üst sınır var olduğu sürece kararındaydı sizin için.

Pastanın sahibi sizdiniz aslında... Mumlar benimdi, nefesim (ve hevesim) olduğu sürece üflemek ise boynumun borcu...

Plakları sevdiğimi sandınız, sevdiklerim hala bana ait oysa ki. Ben onları sizlerin kendi sonunuzu bulmanız için seçmiştim. Beyaz, esmer, yanık izli, yara izli, benli ya da kayışlı bileklerinizi kesmeniz içindi belki de. Sonra ben gelir fotoğraflardım nasıl olsa. Siz sadece detayları o ya da bu şekilde bana iletirdiniz. Ardı ardına patlayan flaşlarla aydınlanan bir dünya yarattım ister istemez sizlere. "Nasıl olsa" cümleleriniz için vazgeçilmez özne oldum. Özde ne oldum? Orasını inanın ben de bilmiyorum.

Sevilmesi kolay, sevmesi neredeyse imkansızdım.

Daha önce edin(e)mediğiniz sıfatlar verdim sizlere. Çok sevindiniz. Daha öncesinde bilmediklerinizden bahsettim karşılığında benzeri şeyler duyamayacağımı bile bile. Götlerinizin yerlerinden minik minik havalanışını görüp gülmeden ciddiyetimi ve sükunetimi koruyabilmek kolay değildi, kabul ediyorum ama siz de kabul edin, siz de hiç ama hiç zor değildiniz.

Çoğunuzun canını yakmadım ama hepinizin notunu ilk görüşümde verdim.

Frankfurter (Outro) by Nma  
Download now or listen on posterous
08 Frankfurter (Outro).mp3 (712 KB)

Posted via email from Burada Başlayan::Burada Biter

Cuma, Şubat 05, 2010

Veysel'in Toprağında 16

Bana bir masal anlat ve haydi beni uyut
Şarkılar, türküler de olsun
Hala istiyorsan beni vurursun

Ve...

Fark etmez
Onca bulut gelmiş hazır üzerimize
Yağacaksa yağmur bekletmek olmaz

Gündüz olsun, gece olsun, kışlar bitip bahar olsun
Kan dediğin kırmızı bir iz sadece 
Korktuğun şey alt tarafı bir leke olsun

Bana bir şey söyle ve haydi beni avut
Sıfatların hep güzel olsun
İstiyorsan beni korursun

Ama...

Artık gelmez
Yollarda kalmış hazır gözlerim
Karanlık çökecekse bekletmek olmaz

Cesur olsun, mutlu olsun, kuşlar kadar özgür olsun
Yol dediğin biter bir gün elbet
Yeter ki "açık olsun" diyen olsun

Posted via email from Amma yedin be!

Çarşamba, Şubat 03, 2010

Geri

Geriye doğru baktığımda görüyorum ki arada atladığım küçük küçük mutluluklar var. Virgül koymam gereken yerleri nokta ile bitirivermişim. Kısa cümleler var hep ve öznesinden yoksun düşünceler. Bunların yanında yine geriye doğru baktığımda görüyorum ki birilerinden öğrendiğim tedbirleri uygulamışım hep. Başkalarına ait önlemler bunlar. 

Kendime ait çok da bir şey yok aslına bakılırsa.

Görüyorum ki çoğunlukla doz aşımına uğramışım. Çünkü her şey, ama her şey büyük, sonsuz bir ekmek gibi. Dilim dilim sunuluyor. Bazen bir dilim, bazen iki ya da üç. Ne kadar sulandırdığıma bağlı olarak hayatı, miktarı (dozu) da değişiyor. Sıyıracak başka bir şey kalmadığına göre tabağı sıyırmak için bu dilimlere ihtiyacım var.

Açıkça söylemek gerekirse bu hal ve gidişhatımdan vazgeçemiyorum.

O kadar gri ve solgun ve yorgun ve ıslak ki içim...

Tek lokmada [hiç gidip görmemiş olsam da] Londra'yı yutmuş gibiyim.

Posted via email from Amma yedin be!