Pazar, Şubat 25, 2007

İhtimal


















"Biz ne düğünler gördük, ne eğlenceler, ne fasıllar...
Ama artık biraz da ağlama ve ağıt vakti..."


İki resim arasındaki yedi farkı görebiliyor musun?
Bana sorarsan...
Ortada iki resme ait bir fikrin bile yok

Her sorunu hesaplayarak çözebiliyor musun?
Bana sorarsan...
Ortada hızla çoğalacak bir sorunun bile yok

Tutkal ile yarık yüreğini tutturabiliyor musun?
Bana sorarsan...
Ortada ızgarası yapılabilecek bir yüreğin bile yok

İki elin olmadan da kavranabiliyor musun?
Bana sorarsan...
Ortada kavranacak bir şeyin bile yok

Marifetlerini mübalağa ile sunabiliyor musun?
Bana sorarsan...
Ortada en ufak bir marifetin bile yok

Aklını kullanmadan akıl verebiliyor musun?
Bana sorarsan...
Ortada kayda değer bir aklın bile yok

Lekelerini ön yıkama yapmadan çıkarabiliyor musun?
Bana sorarsan...
Ortada göçenlerin dudaklarını uçuklatacak bir leken bile yok


















"Aslında her varlık ile paylaştığımız temel bir kavram var:
Adına zaman dedikleri..."

Pazar, Şubat 18, 2007

Afiyetle Yaşayınız

"Orospuluğun da bir adabı olmalı,
Gizli ve anlaşılmaz olmalı.
Kırmızıya n'oldu mesela?"


Onsekize yarısının eklendiği yaştayım
Amma velakin fevkalade "şaş"tayım
Hala ilkokulda kokusuna aldanıp
Çiğnediğim
"Arı Maya"lı sakızları hatırlıyorum
Kuşlar, diğer bir taraftan,
Aldanmadan neyin canlı
Neyin ölü
Olduğunu hissedip ona göre konuyorlar
Sırf bu yüzden
İleri görüşlü bir akbaba olmayı seçtim
Bir ananın içinden çıktığımıza göre
Hala bu merak ve endişe niye?
Her gün bu soruya
Bir cevap
Arıyorum
Lizozomlara özenen benliklerin
Döktükleri üzerinde seyahat ediyorum
Ebedi bir münasebet...
Oyalandığımızın farkındayım
Uçurumun ucundan itildiğimden beri
Bu dünyayı madem
Boktan
Bir yer olarak kıldınız
Afiyetle yaşayınız

Çarşamba, Şubat 14, 2007

Eros'u Zora Koşan Meşhur Bayanların Anısına...

Bir kap su içinde
Vahşice kesilmiş bir gülü
Ne kadar yaşatabilir insan?
Bir taş vücut içinde
Atmayı unutmuş bir kalbi
Ne kadar avutabilir insan?


"Öyle ya da böyle
Bir şekilde Eros'u zora koşan
Meşhur bayanların anısına..."

Pazar, Şubat 11, 2007

Sadece


Çocukları zamanında nasıl taşıdıysanız
Beni de öyle taşıyın
Beni de kullanın
Beni de koparın

Sadece düşlerde yaşayan bir kahramansam
Bana nasıl güvenebilirsiniz ki?
Nasıl medet umabilir?

Sadece kendime ait kumdan kalelere
Kral ya da kraliçe nasıl olabilrsiniz ki?
Nasıl yönetebilir?

Çocukları zamanında nasıl ağlattıysanız
Beni de öyle ağlatın
Beni de unutun
Beni de kanatın

Sadece kendine ait umutları olan bir varlıksam
Bana nasıl yardım edebilirsiniz ki?
Nasıl gönül sunabilir?

Sadece avuntularda saklı yalanlarıma
Ortak ya da karşıt nasıl olabilirsiniz ki?
Nasıl doğrulayabilir?

Çocukların ham yüreklerini nasıl üzdüyseniz
Beni de öyle üzün
Beni de sunun
Beni de susturun

Sadece aydınlığı karartan bir ışıksam
Beni nasıl aydınlatabilirsiniz ki?
Nasıl ortaya çıkarabilir?

Sadece sırları taşıyan bir bulutsam
Beni nasıl yağdırabilirsiniz ki?
Nasıl isteyebilir?

Perşembe, Şubat 08, 2007

Çarşamba, Şubat 07, 2007

Hayalgücü Ve Bilim

Hayalgücü ve bilimin karşı karşıya ilk gelişi değil elbet bu. Her ikisini de asgari düzeyde birbirine durdurabilen ilk kişi de değilim elbet. Terazinin iki kefesini de doldurduğumuzda bir taraf ağır basıyorsa belli ki biri ötekinden daha önemli, daha elzem. Hayalgücü ve bilimin karşı karşıya ilk gelişi değil elbet bu. Biri olmadan diğerini düşünemeyen ilk kişi de değilim elbet. Belirli bir başlangıcı ve belirli bir bitişi olmadığı için yeterince malzemeye sahip olmadığımdan mıdır nedir bilemiyorum fakat bir bitişin yeni bir başlangıç doğuracağı kanısında olanım yahut olanlardanım. En azından bu durum hayalgücü ve bilimi nasıl değerlendirmem konusunda bana ufak tefek ipuçları sunabiliyor. Hayalgücü ve bilimin karşı karşıya ilk gelişi değil elbet bu. Hatta haygücü ve bilimin birbirlerinden haberdar olduklarından bile emin değilim. Beynime girip beynimden geçmelerinden midir nedir bilemiyorum fakat bir gelişin bir gidişe neden olacağı kanısında olanım yahut olanlardanım. Hayalgücü ve bilim... İştahım, merakım ve aşkım günbegün artmakta...

"Önüm, arkam, sağım, solum sobe
Saklanmayan ebe
Sobe"

Cumartesi, Şubat 03, 2007

Ve Saire


"Gün do9arken, yani sabah dedikleri zaman
Aynaya bakıyorum uzun uzun...
'Yarattı9ın şu hayvana bir bak' diyorum kendi kendime
Ve saire, ve saire, ve saire..."

Aynı anda atan yüreklerin liderli9inde
Bariz tek yumurtayı tüketişimiz
Şahit oluşumuz
Ve saire
Fasit daire
Her gün bir önceki günden az süre ö9retilişimiz
Belli bir günden sonra rol de9işimimiz
Patavatsızlı9ımız
Ve saire
Fasit daire
Yirmiden öteyi göremeyişimiz
Yalan neticelere katlanışımız
Dolan oluşumuz
Ve saire
Fasit daire
Yukarıda havaları merak edişimiz
Akla zarar umuşumuz
En ucuzunu buluşumuz
Ve saire
Fasit daire
Beyaz gülleri kırmızıya boyayışımız
Bunun ardındaki mantı9ımız
Ço9alışımız
Ve saire
Fasit daire
Tinimizin dehlizlerinin altında yirmibin fersahımız
'Yoksa öyle de9il miydi yahu' deyişimiz
Ne olursak olalım gelişimiz
Ve saire
Fasit daire
Bize ait olana dek savaşımız
Bizden alanları yok edişimiz
Delikten aşa9ı inişimiz
Ve saire
Fasit daire