Tüm çocukların aşı olmak için can atıp sıraya girdikleri, parmak kaldırmaya gerek olmayan, hatalar ve yanlış cevaplar karşısında ağızlara tokat atılmayan bir yerdi. Ama yine de kötü çocuklardık biz. Kaka çocuklar. Kaka kıvamında. Kötü çocukların annelerini ağlattıkları bir yerdi burası.
Uyur gibi yapan çocukların uyanır gibi yapamayacakları bir yerdi burası. Evden çıkanlara el sallanmayan, ağlayarak uyanılan bir yerdi.
Kötü çocuklar olarak oyun oynamayı çok severdik. Arta kalan metaller, ağzı bozuk kediler, tüyleri dökük köpekler ve akciğerli balıklar ile oynardık. Günün her saati oyun için elverişliydi. Oyun oynamamak için bahane üretmezdik. Yalan hiç söylemezdik.
Oyunlarımızın en zevkli yerinde gökyüzü yırtılırdı. Meraklı meraklı ama kesinlikle acele etmeden kafamızı yırtığa çevirirdik. Her defasında o belli belirsiz el uzanıp aramızdan birisini kapardı. Geri kalanlar olarak ağzımız açık, şaşakalık, boyunlarımız kıvrılmış bir halde bakardık saatlerce. Bir dahaki sefere belki derdik. Kim bilir? Bir dahaki sefere...
Uyur gibi yapan çocukların uyanır gibi yapamayacakları bir yerdi burası. Evden çıkanlara el sallanmayan, ağlayarak uyanılan bir yerdi.
Kötü çocuklar olarak oyun oynamayı çok severdik. Arta kalan metaller, ağzı bozuk kediler, tüyleri dökük köpekler ve akciğerli balıklar ile oynardık. Günün her saati oyun için elverişliydi. Oyun oynamamak için bahane üretmezdik. Yalan hiç söylemezdik.
Oyunlarımızın en zevkli yerinde gökyüzü yırtılırdı. Meraklı meraklı ama kesinlikle acele etmeden kafamızı yırtığa çevirirdik. Her defasında o belli belirsiz el uzanıp aramızdan birisini kapardı. Geri kalanlar olarak ağzımız açık, şaşakalık, boyunlarımız kıvrılmış bir halde bakardık saatlerce. Bir dahaki sefere belki derdik. Kim bilir? Bir dahaki sefere...
2 yorum:
Çocuktuk daha, bir gün arka bahçede oynarken hava bozmuştu da tüm çocuklar kartonlarla açıklıklarını kapattığımız piknik masasının altına saklanmış ve fırtınanın geçmesini beklemiştik...
Hatırlıyor musun hala?
Ben her hava turuncuya çalıp rüzgarlar uğuldamaya başladığında, damlalar daha henüz düşmeye başlamamışken duyduğum o hissi yeniden yaşıyorum her yaz fırtınasında...
Hatırlamaz olur muyum hiç?
Hatta bir yandan da gülüyorduk. Dişlerimiz bir tek bir çift eksik, yanaklarımızda çamur izleri, tırnaklarımıza kum girmiş, dizlerimiz kabuklu...
Ama ne kadar mutlu ve cesurduk o zamanlar... Şimdi ise o bahçeye yukarıdan bakmak acı verici aslında. Boş, sahte ve aciz...
Yorum Gönder