Çarşamba, Nisan 08, 2009

Mimlendim! (Blogumun doğasına aykırı bir yazı)

Çarşamba gününe uyanmak. Hem ne uyanış... Böyle ense tutuk, tüm nazal yollar tıkalı... İlk gördüğüm şey akşam yatmadan önce tükettiğim 350 - 400 gramlık süzme yoğurdun kasedeki kurumuş izleri. Bahar mı geliyor nedir?

Daha sonra rutine alıp bilgisayarımın başına oturuşum, mailleri kontrol edişim... Bir baktım ki Umay bir mail atmış. "Sizi mimledim!" adı altında... Ne ola ki? Sorusunu kendime yönelttikten sonra bunun tüketim odaklı dileksel bir boyuta tezahür ettiğini fark ettim. Efendim, kendileri sorarlar... Almak istediğim, yanıp tutuştuğum 3 şeyi sormuş. Gel gelelim bende sürekli almak için yanıp tutuştuğum şeyler vardır ve sayıca fazladırlar ama aşağıdakileri bir şekilde fazlasıyla isteyip almak için sıraya koymaktayım:



Efendim orjinal bir Marilyn Manson suluboya çalışmasına sahip olmayı fazlasıyla istemekteyim ama fiyat bakımından beni aşabileceği düşüncesiyle en azından kendisi tarafından imzalı, güzel mi güzel kağıda reprodüksiyona tabi tutulmuş ve sınırlı sayıda üretilen bu litografı istiyorum.

(Not: Başlıktaki bağlantıya tıkladığınızda açılan flash ağırlıklı sayfadan "litographs" bağlantısını seçiniz, orada zaten 2 seçenek var, "Hand of Glory" benim istediğim.)


Bu da bir şekilde alayım alayım dediğim ama ertelediğim bir ürün. Bilhassa "Bigmouth Strikes Again" şarkısını 7" plaktan dinlemek için can atıyorum. Tamam, kabul ediyorum, orjinalleri gibi olmayacak ama neticede 10 fevkalade 7" plaktan oluşan bir set bu. Göze, kulağa hitap eder fazlasıyla... Daha ne desem boş...



Şimdi bilenler bilir... Benim video oyunlarıyla aram pek kısıtlı seviyededir. Mortal Kombat ve StreetFighter serisi, Guitar Hero oyunları bir yana, benim asıl vurgun olduğum seriler Silent Hill ve Resident Evil serisidir. Hani Resident Evil'ın tüm bölümlerini şiddet içinde oynayıp tamamladığımdan sanki sıra artık şu yeni çıkan beşinci bölüme geldi gibi. Birazcık vakit ayırsam onu da hemen bitireceğimden eminim ama sanırım önce PS3'üm için bir tane bu oyundan edinmem gerekiyor.

(Not: Eskiden ben Silent Hill ve Resident Evil oynarken annem Günay ve kızkardeşim Merve salonda oturup gerilim içinde film izler gibi beni izlerlerdi... Çekirdek ve meşrubat eşliğinde... Acep yine aynısı olur mu?)

(Genel Not: Normalde blogumu bilenler bilir, böyle güncemtrak, cevapsal ya da reel yazıları bloguma koymam ama işte hoşuma gitti hani istek, alışveriş, harcama sevdiğim şeyler, ben de yazdım bodozlama...)

3 yorum:

Deniz Ural dedi ki...

Bloğunun doğası bu yönde evrilse ne güzel olur halbuse. Yani, hem ondan hem bundan olsa? :)

NMA dedi ki...

Her şey, herkes evrile evrile duruyor zaten. Bi' ben kaldım. İmrenç ve kıskanç olmamak ne mümkün. Acep ben de bir restorasyona mı gitsem blogumda?

Blogum, blogsun, blog!
Bloguz, blogsunuz, bloglar!

denizatı dedi ki...

Cümleler kısırdır
Mısralar sonsuz
Cümleler yazarındır
Mısralar sahipsiz