Cuma, Haziran 26, 2009

Doğum Günü: Bir İlacın Yan Etkisi



"If you can hear this
don’t assume that I’m talking to you
Yesterday everything I thought I believed in died
but today is my birthday,
today is my birthday
I don’t need you,
I’ll say it to myself
It doesn’t mean I won’t need somebody
anyone with half a soul
will hear this and they’ll never leave me

If you don’t know what forever feels like
I’ll show you what it feels like without it
I’ll show you what it feels like without it

This time I won’t hesitate
to kill to protect what I believe in
This time I won’t hesitate
to kill to protect what I believe in

I can get by now
I’m not really dead
but I really needed someone to save me
leaving me alone to die
is worse than having the guts to kill me

If you don’t know what forever feels like
I’ll show you what it feels like without it
I’ll show you what it feels like without it

This time I won’t hesitate
to kill to protect what I believe in
This time I won’t hesitate
to kill to protect what I believe in

Not letting you win
won’t satisfy me
I’ll teach you about loss"

- Marilyn Manson / "15"

"One last thing before I shuffle off the planet
I will be the one to make you crawl
so I came down to wish you an unhappy birthday
someone call the ambulance there’s gonna be an accident"

- (Excerpt) Placebo / "Infra-Red"

Pastel Çalışması: Pınar Çınar

Perşembe, Haziran 18, 2009

Tuhaf Bir Rüya

Tuhaf bir rüya idi benim için. Zor bir gece olmuştu, belki de ondandır. Farklı türde antihistaminiklerin vermiş olduğu geçici dinginlikler ve mutluluklar arasında koyduğum kafam yastığına ağır gelmiş olacak ki yarım saat aralıklarla yerini değiştirme isteği ile tüm bedenimi uyanması için sinyale boğuyordu.

Rüya başlangıcında yere düşmüş, kocaman, stereoköpükten imal iki maske vardı. Arkaları paslı demirli. Belli ki bir zamanlar bir tiyatro sahnesinin ya da sıradan bir sahnenin yakınlarına asılmışlardı. Hani şu biri gülen, biri ağlayan maskelerden...

Sonra yaşayan her canlıya lanetler yağdıran irice bir kadın vardı. İntikam almak için tulum peyniri barındırılan deri torbalara doldurduğu yağlı ve nemli saçlarını insanların yüzlerine vuruyordu. Bu büyünün değdiği insanlar zaman içinde amansız hastalıklara yakalanıp ölüyorlardı.

Sonra saat 04:00 oldu, uyandım. Bakındım. Yattım. Sonra saat 05:00 oldu, uyandım. Bakındım. Yattım. Daha sonra saat 06:00 oldu, uyandım. Bakındım. Yattım. Daha sonra saat 07:00 oldu, uyandım. Bakındım. Yattım. Sonra 07:20, 07:25, 07:30 derken uyandım.

Uzun zamandan beri hatırladığım tek rüya idi bu...

Salı, Haziran 16, 2009

Her Gün... Yoksun...

her gün
kendimi arabaların altlarına atıyorum
tren raylarına yatıyorum
deniz kabuklarını kulaklarıma dayıyorum
yoksun...

her gün
10'dan 0'a kadar geri geri sayıyorum
mumları yakıp yakıp üflüyorum
anahtarları paspasın altına bırakıyorum
yoksun...

her gün
bir önceki günden daha farklı olmak için çalışıyorum
bir sonraki gün geri sararım diye düşünüyorum
çöp kutularını birer birer eşeliyorum
yoksun...

her gün
Ay'ın hallerini resmediyorum
baş parmağımla Güneş'i tutuyorum
yedi defa nefes verip bir nefes alıyorum
yoksun...

her gün
saçlarımı diplerinden kesiyorum
dişlerimi gıcırdatarak bekliyorum
saati parmaklarımla geri alıyorum
yoksun...

her gün
filmleri sondan bir önceki sahnelerinde durduruyorum
plaklarımı tırnaklarımla çalıyorum
ıslak zemin üzerinde tepiniyorum
yoksun...

her gün
doğaçlama repliklerle mutlu oluyorum
tutamayacağım sözlerden şarkılar yapıyorum
yeniden konuşacakmışım gibi öksürüyorum
yoksun...

Salı, Haziran 09, 2009

Clowns Do Have Faces of Their Own


I am the cancer
That blends all its cells
Blurring them beyond recognition

...and possibly maybe I am the Santa
without a sturdy sleigh
whose story is based on a lie
a beautiful lie

Like a child
Waiting to be happy
And facing disappointment
Or coming across...
Learning that clowns
Do have faces of their own

Nothing to hide
Other than what is hideous

My birth is
Next to my death
Sleeping together
Bathing in the moon
and the lies

As long as my road is dim
My lullaby will sustain

'Cause the best has waived its rules
A broader perspective
A Brighter narrative
That is fab
I am that

Like a child
Waiting for the first hole in the soul
And dismembering sweet memories
Or killing time...
Learning that clowns
Do have faces of their own

Just like the old times
Just like the old times