Rüya başlangıcında yere düşmüş, kocaman, stereoköpükten imal iki maske vardı. Arkaları paslı demirli. Belli ki bir zamanlar bir tiyatro sahnesinin ya da sıradan bir sahnenin yakınlarına asılmışlardı. Hani şu biri gülen, biri ağlayan maskelerden...
Sonra yaşayan her canlıya lanetler yağdıran irice bir kadın vardı. İntikam almak için tulum peyniri barındırılan deri torbalara doldurduğu yağlı ve nemli saçlarını insanların yüzlerine vuruyordu. Bu büyünün değdiği insanlar zaman içinde amansız hastalıklara yakalanıp ölüyorlardı.
Sonra saat 04:00 oldu, uyandım. Bakındım. Yattım. Sonra saat 05:00 oldu, uyandım. Bakındım. Yattım. Daha sonra saat 06:00 oldu, uyandım. Bakındım. Yattım. Daha sonra saat 07:00 oldu, uyandım. Bakındım. Yattım. Sonra 07:20, 07:25, 07:30 derken uyandım.
Uzun zamandan beri hatırladığım tek rüya idi bu...
1 yorum:
Güzel yazı, tuhaf rüya...Hayır olsun diyelim.
Yorum Gönder