Salı, Temmuz 28, 2009

Deli Fişek

Bir sonraki dağın eteklerinde serinleyecek kadar rüzgarın sevdalısı olabileceğimi bildiğimden kan ter içinde çimmemden yakınmıyorum ya...

Gündoğrusundan sersemlemiş dalından ayrı gelincik yaprakları kadar umarsız olduğum zamanların olacağına inandığımdan yaşıyorum ya...

Biliyorum ya bu mevsim bahar ya peşi sıra gelen; ya ben dönüyorum kendi eksenimde ya da ekseriye döndürüyor bir şey beni yerden yere ya...

Haydi bakalım deli fişek...


Bir sonraki basışımda toprağa beni gömmeye gelenlerin sahte suratlarına tükürecek kadar isyanın kurduğu otomatik civcivlerin müdavimi olabileceğimi bildiğimden kem küm içinde tutulmamdan çekinmiyorum ya...

Emzirmeden sağılmış sarıkızın boynundan vazgeçmeyen, bileyinden medet uman kör bıçak kadar acımasız olduğum zamanların olacağına inandığımdan yaşıyorum ya...

Biliyorum ya bu gün yağarsın yağmur ya kısalan günlerden birinde; ya ben sönüyorum kendi ışığımda ya da ekseriye söndürüyor bir şey beni hepten ya...

Haydi bakalım deli fişek...

2 yorum:

pantha rei dedi ki...

yazan NMA yazmasaydı,
NMA'nın bunu yazabileceğini bilmeseydim,
"rimbaud'nun hangi şiiriymiş ki bu? alla alla daha önce hiç duymamıştım... belki bir verlain ya da genet'dir... bi bakayım" derdim.

nutkum tutuldu. işte anca böyle kuru kuru birşeyler deyiverdim. dönüp bir daha okuyacağım. sonra kuvvetle muhtemel bir daha, bir daha ve bir daha daha...

NMA dedi ki...

Bunaltan günün ardından gelen rüzgarlı hava eşliğinde med cezirler ile bezenmiş bir netice aslında bu yazı. Sayısal ortamlarda not tutulmuş bir yazı, bir deneme, bir türkü ya da bir vize...

Rimbaud dedin de aklıma geldi kış günü tek başıma "Illuminations" kitabını mantar çorbası eşliğinde bir restoranın masasında ileri geri itip kakışım... Yarım yarım fotoğraflarını çekişim, Rimbaud'nun çocuk fotoğrafına tiksinerek bakışım geldi aklıma...

Beğendiğine sevindim ama yoğun olarak, eşsiz yorum için teşekkürler...