Umulmadık Dostlar

Bunuel,
Fassbinder,
Pasolini...
Yüreğine limon sıkıp bekleyenler...
Hepimiz buradayız...
Her şey bitiyor
ve biz
yeniden başlıyoruz...

Dan dan

Benim için bir dilim
Gato Diablo'dan farkın yok
Sıcak ya da soğuk

İçinde yaşadığım dünyaya inanmıyorsam eğer
Ne yaptığım ne kadar önemli olur söyler misin?
Dünyanın yerine kendimi değiştirmeyi seçersem eğer
Bir fark olur mu, söyler misin?

Ne kadar kürek çekersem çekeyim
Hala nehrin ortasındayım
Dolu muyum boş muyum bilmiyorum
Cam bardaktan daha kırılganım

Benim için bir dilim
Gato Diablo'dan farkın yok
Sıcak ya da soğuk

Dan, dan
Dan, dan
Dan, dan
Dan dan dan dan dan
Dan, dan
Dan, dan
Dan, dan
Dan dan dan dan dan

Kobalt

Her gün bir öncekinden daha feci acıtırken canımı, benden sakin olmamı nasıl bekleyebilirlerdi?
Gözümün kör noktasına ters düşen her bir görüntü, zorla şahit konumuna düşüşüm, tüm bunlar yeterli olmalıydı.
Yeter diyemedim ama yeter der gibi baktığımı çok iyi anımsıyorum.
Elimde herhangi bir nesne olmadan, üzerimde en ufak bir zırh olmadan, yek vücut saldırasım geliyor bazı bazı.
Dişlerimle, tırnaklarımla paramparça etmek geliyor.
Susturana kadar.
Gözümün önündeki büyüleyici mayilerden içmem
Albenili keklerden yemem
Sayılardan gayrı samimi dostum yoktur benim
Kendimi masallarla pekala ifade edebilirim.

Dört Kök Elde: Kaldı Zefir

Bir kadını yalnız bıraktığımdan mıdır
Hoyrat bakışları denizin bana
Gereğinden fazlasını yaptığımdan mıdır
"4 gün 4 gece"* ağlamam
Yağmurun "4 gün 4 gece"* sürmesi

Neye inat, neye daim endişem?
Doğan güneşin başının dönük oluşu?
Neye işaret?
Kapalı kalmış kitaplar arasında
Kendime bir yer buluşum
Öpmediğim kadehlerin kenarında
Dudak izlerimi görüşüm

Bir yalana alet oluşumdan mıdır
Sert vuruşları rüzgarın bana
Gereğinden fazlasını aldığımdan mıdır
"4 gün 4 gece"* ağlamam
Yağmurun "4 gün 4 gece"* sürmesi

"4 gün 4 gece ağladım ben
4 gün 4 gece yağdı yağmur
Yaşlarımı saydım içimden
Hiç haber yok ki senden
4 gün 4 gece bekledim ben
4 gün çıkmadım hiç evimden
Uyur gibi yapınca...
Acım diner mi sence?
Artık gel neredeysen
Bu uğursuz yağmur dursun
Artık gel neredeysen
Bu yürek huzur bulsun
4 gün 4 gece ağladım ben
4 gün 4 gece yağdı yağmur
Yaşlarımı saydım içimden
Hiç böyle olmadım ben
4 gün 4 gece bekledim ben
4 gün çıkmadım hiç evimden
Ölür gibi yapınca...
Acım diner mi sence?"*

* Aylin Aslım, '4 Gün 4 Gece'

Üç Kök Elde: Kaldı Bir

Sevilme7en rakam di7elim 3'e
Katları rakamlardan da hazzetmem
6 mesela, 9 mesela
Hatta zefir mesela
Onun varlığına lanet oku7alım
Sihirli bir biçimde geri kalanları sıralarım
1 4 2 8 5 7 mesela

2 8 5 7 1 4 pekala 2 okşadığında
4 2 8 5 7 1 oluşur 3 tokatladığında
5 7 1 4 2 8 belirir 4 vurduğunda
7 1 4 2 8 5 sahada 5 çarptığında
8 5 7 1 4 2 görünür 6 baktığında

7edi gelince iş değişir
7ine 3'ün hazzetmediğim rakamsal son katı
Baskın çıkar
9 9 9 9 9 9 olur mesela

İki Kök Elde: Kaldı İki

"Nasıl görünüyorum şimdi?
Yeniden başlıyor gibisin"

Yetiremediklerimin peşi sırasını düşündüm
Öle yazdım kimi zaman
Kimi zaman hal-i meçhul oldum
Kendi yarattığım bir derya içinde
Peşin sıra ağlar oldum
İlk zamana alış oldum
İkiyi düşünmedim kimi zaman
Kimi zaman zahiri keyfe büründüm
Kendi yarattığım 2nin içinde
1 başıma kaldım

Bildiğim Tek Bir Şey Var Artık

Bildiğim tek bir şey var artık,
Savaşta ölen çocukların ruhları ebediyen kalıyor.
Hıçkırıkları, çığlıkları, acıları olduğu gibi kalıyor.
Sevinçleri, sıcaklıkları, nefretleri olduğu gibi kalıyor.

Bildiğim tek bir şey var artık,
Savaşta ölen çocukların ruhları iki taraf arasında duruyor.
Oluşmayan inançları, hayalleri kaskatı duruyor.
Oyunları, adları, inatçılıkları olduğu gibi duruyor.

Bildiğim tek bir şey var artık,
Savaşta ölen çocukların yatakları bomboş kalıyor.
Paylaştıkları odaları, hırkaları, kovaları boş kalıyor.
Sokakları, denizleri, parkları bomboş kalıyor.

Bildiğim tek bir şey var artık,
Savaşta ölen çocukların ruhları omuzlarımızda duruyor.
Nefesleri, kokuları, terleri olduğu gibi duruyor.
Ağırlıkları, intikamları, haykırışları olduğu gibi duruyor.

Bir Kök Elde: Kaldı Üç

Zefir'den sonra gelen avuca sığmaz ya
Zaptetmesi güç
Korumasız, aciz, acuze, gariban...
Bir kök elde, kaldı üç
Biz size bunu bilip bunu söylüyoruz
Siz elbet biz olacaksınız ama
Biz siz olamayacağız
Kök sahibini unutursa
Üzülmenin gereği yoktur çünkü
Hazmetmesi güç
Şaibesiz, şa'şasız, tavırsız, pespaye...
Bir kök elde, kaldı üç

... Sanıyorsun?

bendegeldimaşkabenimkibirbaşkanegüzellergördümakşamdansabaha

Artan da bir...
Azalan da...
Yarım olsa da tadı aynı...
Bütün olsa da...

Kabuğumdan bir parça deri kalktı diye...
Pes eder miyim sanıyorsun?

Us da zor...
Gönül de...
Karar verse de sonuç aynı...
Vermese de...

Ruhumda bir delik açıldı diye...
Teslim olur muyum sanıyorsun?

En çok ayrılanları sevdim ben
Cesur kadınları mesela
En çok zor olanları tercih ettim
Bir sonrakinin ardındaki dalgaları mesela

Rüya da bir...
Gerçek de...
İnansa da sabahı aynı...
İnanmasa da...

Ağzıma bir nota çalındı diye...
Haslığımı yitirir miyim sanıyorsun?

Alt da bir...
Üst de...
Düşse de bu yol aynı...
Düşmese de...

Gözlerim bir şeyi farketmedi diye...
Ağlamayı unutur muyum sanıyorsun?

En çok yitenleri hatırladım ben
Dimdik durup 'final' diyenleri mesela
En çok sakin olanları telkin ettim
Kanatları olmayan bir sineği mesela

Söyle Bakalım (Bize)

"Akıbet gönlüm esir ettin o keysulerle sen
Hey ne cadusun ki bağladın mulerle sen" *

Ceviz benzeri sert neyin kabuk
Ahdımız neticesinde biz seni bulduk
Kal kalabilirsen bir vakit cereyanda
Acılardan en azamını sana sunduk

Bir keder bir sükunet ihsan eyledik
Ne ola ki o diyesin istedik
Gözlerin şaş şaş bakıncaya dursun
Yüreğini cerahat ile doldurup neşelendik

Şimdi söyle bakalım (bize)
Asabın mı zayıf
Tinin mi
Yoksa ödüne mi yenik düştün yine?

Şimdi söyle bakalım (bize)
Namusun mu bulanık
Miden mi
Yoksa kanın macun kıvamında mı yine?

* Nedim