Perşembe, Ağustos 27, 2009

Havuzda Badem Korkusu...

Bundan tam bir gün önce (52 dakika içinde yetiştirebilirsem şayet...) bir haber gözümün nuruna çarpmıştı. "Denizde Badem Korkusu" adı altında. Böyle sarıcacık bir gacı nasıl bir ifadeyle bakıyordu anlatamam. Zeytinli ciabatta ekmeği çarpsın ki kızancık adeta Alfred'im Hitchcock'umun film afişlerinden fırlamış gibiydi. Bir de onu teselli eden başka bir gacı vardı. Neyse efendim, habere geri dönelim. Bu başlığa bakınca önce dedim herhalde sonunda Badem grubunun içten içe zırvaladığını kabul eden sahil sakinlerimiz bir çeşit protesto düzenlediler, denizin içine Badem'in ikinci albümünün bantını çalan bir MC Hammer tarzı teyp attılar da planktonlara neyin zeval geldi!

Meğer öyle değilmiş. Haberi hala tam okumamakla birlikte Badem'in bir fok olduğunu ve kafesini parçalayarak kaçtığını öğrendim. İşte bizim kızancıklar ve oğlancıklar hayvanı sevmeye mi kalkmış, pipisine mi gülmüşler orasını tam anlamadım, hayvan kontür atak ile cevap vermiş (en combobreaker cinsinden - öptüm sizi Mortal Kombat severler) işte feryat figan ortalıkta bir kaçışma olmuş. Hatta olaydan sonra azıcık üstte olanlar deklarasyon neyin yapmışlar Badem'e yüz vermeyin, ellemeyin gayrı diye.

Geleleim benim havuz indüksiyonuma... Bugün bizim havuzda yine rutin turlarımızı yapar iken böyle soldan soldan nasıl bir dalgalanma oldu anlatamam. Sanki bir dikdörtgenler prizması içindeyim de, bu prizmayı bir altın madencisi tutuyormuş da, altını elemek için sağa sola savurmuş da... Anlayın işte... Fena bir sarsıntıdan sonra böyle bir de yalayıcı dalgalar ve artçı dalgalar silsilesi üzerimize geldi. Burundan girip genize değdi feleğine yandığımın klorlu suları. Sonra biraz sonra ayıp gözlerimi açınca (niye kapadıysam, gözümde A sınıfı bir gözlük var halbuki) ne göreyim Badem üstümüze geliyor.

Bayılmışım...

Ayılırken bağırıyormuşum "Havuzda Badem Korkusu", "Bademmmm", "Baaaağğğğddeeeeeyyyğğğğmmmmmkkkkrrrrrhhhh!"... Sonra fark ettim ki senin benim gibi bir sapyenmiş. O kadar dalgayı buncacık havuzda nasıl yarattı bilemiyorum ama sarı gacıya hak vermemek elde değildi. Hemen turlarımızı tamamlayıp oradan uzaklaştık. Hala şaşkınım, hala dikenlerim tüy tüy... Açıklama bekliyorum!

Posted via email from Amma yedin be!

2 yorum:

KuzeyGüney dedi ki...

Salakmış len onlar. Yüz vermeyin Badem'e falan. Şu hayvanat alemi içinde en kıro hayvan biziz galiba. Sen git foku kafese kapat, sonra kaçsın, sonra zorla yemek yedirmeye felan çalış, üstüne cortlayınca da "şımardı terbiyesiz" de.
Sen de havuzda edebinle yüz NMA. Bak millete de fok falan demişsin gibi geldi, ayıptır:)

NMA dedi ki...

1. Fokları seviyoruz biz. Hoş Ankara pek uygun değil ama seviyoruz yine.

2. Adabımla yüzüyorum ben. İnanmazsan sor oradakilere. Var mı bir vukuatım şu ana kadar?

Millete derim ben fok mok. Bu ülkede "Kurulanan Fok" marka havlu satılıyorsa şayet, derim abicim ben!