Okuyucuya (kurbana ya da deri yuzucuye) not: Yine Turkce karaktersiz bir yazi oldu. Yazinin karakteri hakkinda bir yorumum yok ancak karaktersiz ibne diyebilecegim bir suru insan var sagda solda gonul rahatligiyla. "Karaktersiz" ve "ibne" kelimelerine ayri ayri saygim neyin var ama birlestirince bence agzimdan duyabileceginiz nadir nefretli kaliplardan biri cikiyor iste... Metro treni Akkopru'ye yaklasirken uzakta Ankara kalesi sisler arasindan, Ankamall uzerinde gorunuyor. Bir sabah daha "gunaydin" diyor bana, bir Ankara sabahi daha. Tuhaf ve alayci bir tavir var bu manzarada. "Her seyim bu, gecmisim, simdim ve gelecegim" diyor Ankara... "Neyimi seviyorsan?"
Neyini seviyorum ki? Saysam mi, saymasam mi?...
Benim gibi dusunenler de vardir zannimca... Ben farkli dusunuyorum ama, cunku var oldugu ve benim uzerinde yasadigim icin degil, altiya kadar sayabildigim icin seviyorum Ankara'yi. (Uzerimde kirmizi t-shirtume vuran isiklar kirmizi telefon kabima yansidikca dinmeyen bir kanamam varmis gibi oluyor ve evet, ayakkabilarim da kirmizi. Yuruyen bir kanama gibiyim.) Simdi Ulus duraginda durduk. Elimi bilegimden plastik kemente dolamadan ayakta durabiliyorum artik. Fren ile olusan sanki kuvvete karsi koyabiliyorum. Ulus. Eski duragim. Artik inmiyorum burada, sevmiyorum onu, kusum ona. Dolmusculari yamuk yaptilar bana ve kendileri kaybettiler. Artik Kizilay'dan biniyorum dolmusuma, dert yok, tasa yok. Burada sadece para uzatma var, sonrasina karismiyorsunuz. Aciklama, yalvarma, bekleme yok. Tipki Ankara gibi, yalin ve net. Fark ettim de herkesin uzerine bir blasélik cokmus. Blaséyim aman degmesin yagli boya! (Brian Molko haykiriyor bir yandan... "You're beautiful and so blasé so please don't let them have their way" Hay hay Brian'im Molko'm, hay hay...) Ulan eskiden bi' kendimi zannederdim, etraf izole bant dolmus yahu! Modasi mi gecti bu tavirlarin yoksa modam mi gecti bilemedim. Sastim ve kaldim. Niye kot pantolon giydiysem bugun? Sortun boku mu cikti? Kis mevsimi de sort giyecegim bir sonraki mevsimden tezi yok! Usumem, usursem uzun corap giyerim.
Yaziyi bitirmeden once dun eve yolculugum sirasinda 4 kaza gordugumu belirtmek istiyorum. Azicik yagmur yagdi ve tozu topragi sabuna donusturdu. Kaygelen meydanina dondu her yer. Kuymak kuymak asfalt bezgin benizli kafalarla birlesince kaza saydim abakusumde dort kez. (Ah Aylin abla be... Ne guzeldi o "4 Gun 4 Gece" sarkisi... "4 gun 4 gece yagdi yagmur, 4 gun 4 gece... Olur gibi yapinca... Acim diner mi sence?"
Oyle nefret doluyum ki anlatamam... Hani on parmagimi kesip parmaksiz eldiven giysem usumeyecek ellerim hic, o denli! Fazla da konusmak istemiyorum keza beynimdeki sinirler alti telli bir bas gitarin en kalin teli gibi oldu... Sinaptik bozunmalar mi var nedir? Hayata azicik sintik melodiler katmak adina her sey aslinda ve soyluyorum kuzucuklarim hafif bogaz agrisiyla, siz de soyleyin:
Bu baraji bize yaptim
Bu baraji bize yaptim
Yine ayni yerde kaza yaptim ben
Yine ayni yerde kaza yaptim
Yine ayni yerde kaza yaptim
En son koydugumda igneyi
Hala birinci sarki caliyordu
Hala birinci sarki caliyordu
Hala birinci sarki caliyordu
Hala birinci sarki caliyordu
Sozlukte yoktu
Bu sozcukleri bize yazdim
Bu sozcukleri bize yazdim
Bu sozcukleri bize yazdim
Bu sozcukleri bize yazdim
Yine ayni yerden kesik yaptim ben
Yine ayni yerden kesik yaptim
Yine ayni yerden kesik yaptim
Herkesten nefret ediyorum
Herkesten
Herkesten
3 yorum:
Günaydın ey yazar
İstediği harfi yazması
Engellenmiş
Çözümsüz kalmış
Koşullanmış bir fare gibi
Çaresiz gözüken
Koşullanmanın başındaki arkadaşı gibi
Gözleri ateş püsküren
Ey yazar
Sanır mısın ki
Bu sefer ki farklı olacak
Yamuk yapmayacak
Ulustur ilki
Kızılay getirir devamını
Bir iki
İki üç
Yolculuğa devam
Üç dört
Dört beş
Batarsın gözlerine
Kulaklarına
Dimağlarına
Sinir uçlarına
Sıra gelir onlara
Basarlar damarına
Üstelik
Giymişsindir yaz günü kotunu
Yapmışsındır yine hatanı
Herkesin yaptığı hatayı
Bazılarının ısrarla yaptığı hatayı
Hata
Kurtuluşu olmayanlardan değil
Yinelenmeyeceklerden hiç değil
Ve
Ve yine sarar benliğini
Nefret
Kimi zaman birine
Kimi zaman her kese
Kimi zaman her şeye
Hepsi içermekte kendine olanı
Direk kendineyse
Farkındalık demektir
Barındırdığı
Geçirmek için uğraşan da var
Boşuna
Geçmeyeceğini anlayan da
Sonunda
Nefretinle de uyuşmalı
Parçalanmak istenmiyorsa eğer
Ne var işte
Yapmışım bir kez daha
Farklı olur sanmışım
Baştan başlamışım
Saymışım en baştan
Baştan başlamışım
Fena mı?
Bu hataları
Bu hataları aşmanın
Bir yolu vardır elbet
Kırmızı pabuçlar giyip
Karda kaya düşe gitmek
Olsa gerek
Kış gelse...
Kış gelse
Kırmızı pabuçlarımla kaysam
Kayarken düşe yazsam
Düşe yazıp daha da keyif alsam
Hatalardır düşe yazdıran
Cebime doldurduğum taşlar
Ditmeye gelenleri
Kışlayacak taşlar
Evden çıkarken
Yanıma almayı
Unutmamam gereken taşlar
Yorum Gönder