Cumartesi, Mayıs 31, 2008

Denize...


Denize ağlardın bir tek sen
O da rüzgardan mı derdim hep...
Omzum öksüz çocuk gibi kalırdı
Karada boğulmuş bir cesedim ben...

Savaş sonrası sessizliği var dilinde
Kırık dökük inandıkların
Yara bere yüzün ellerin
Haykırsan çığlığın duyulur belki
Onca çığlık arasında
(Onca dalga arasında)

Denize ağlardın bir tek sen
O da rüzgardan mı derdim hep...
"Sonra anladım ruhuna bakınca
Denize girmek için
Havanın sıyırmasını bekleyen
Sonra hevesi kursağında kalmış
Karada boğulmuş
Küçük bir çocuksun sen..." *

Savaş sonrası sıcaklığı var bedenimde
Silik soluk hatıralarım
Med cezir bildiklerim
Ağıt yaksam ağlayan olur belki
Onca hıçkırık arasında
(Onca dalga arasında)

* Uygar Şarvan tarafından yaratılmıştır

Çarşamba, Mayıs 28, 2008

Günah Keçisi


Uzakta beklersin bazen
(Ya da ben bekledim)
Beyazlara bürünürken toprak
Gökyüzü ağlarken
Dikilirsin saatlerce hani
En sabırlısından
(İçin sabırsızdır ama)
"Sonuna kadar" dersin
İnanırsın
(Ya da ben inandım)
Sonra
Sırtından aşağı dökülür
Ter
Bir de bakmışsın
"Bir kez daha düşünmeye"
Alınmışsın
Oyun için
Tüm oyuncaklarını dökersin
(Ya da ben döktüm)
Hazırsındır
Her şeye
Uzun zaman olmuştur bazen
(Ya da benim için öyle)
Gözlerin önüne
Şeffaf tabaka çekmeyeli
O da olur sayelerinde
Yanlış anlamayı
İyi beceriyorum
Yanlış anlamayı
İyi beceriyorum
Yanlış anlamayı
İyi beceriyorum
Yanlış anlamayı
İyi beceriyorum
Yanlış anlamayı
İyi beceriyorum
Yanlış anlamayı
İyi beceriyorum
Yanlış anlamayı
İyi beceriyorum
Kafama bir çivi de
SEN
Çakmak istemez misin?
Günah keçisinin dik alasıyım
BEN

Salı, Mayıs 27, 2008

105

Dedim aklım darmadağın
Bir sus
Bir es ver
Bir yol al
Bir gez gel
Ama yoooooook
Nerdeeeeeee
Aklın fikrin yatak
Senin kalbin kaltak
Düşmüşsün
Kalkamazsın
Kalktığın kadarını
Sokarım ben
İnandın
Sözüme
İnandım
Sözüme

İnsanoğlu
Bir köpeğe karşı
Aciz kalmamalı*
Senin gibi bir köpeğe
Senin gibi bir ite

İt ite
İt kuyruğuna
İti an
Çomağı hazırla
Bir düşün
Bin ah işit
Bir al
Bin olsun
Ama yoooooook
Nerdeeeeeee
Aklın fikrin et
Senin adın nefret
Küsmüşsün
Barışamazsın
Barıştığın kadarını
Sıkarım ben
Bayıldın
Gözüme
Bayıldım
Gözüme

İnsanoğlu
Bir köpeğe karşı
Aciz kalmamalı*
Senin gibi bir köpeğe
Senin gibi bir ite

Hortum uzun
Tazyik yerinde
Çakır keyifsin
Dokunmayınca
Etliye sütlüye
Vitrin mankenlerinden
Tek farkın var
Onların
Tüm delikleri kapalı
Aklın fikrin yarım
Senin bozuk kanın
Sapmışsın
Sataşamazsın
Sataştığın kadarını
Kusarım ben
Kırıldın
Sözüme
Kırıldım
Sözüme

İnsanoğlu
Bir köpeğe karşı
Aciz kalmamalı*
Senin gibi bir köpeğe
Senin gibi bir ite

* "İnsanoğlu bir köpeğe karşı aciz kalmamalı" cümlesi Serdar Mumcu'ya aittir.

Cuma, Mayıs 23, 2008

Delik

Orospuluk yapmaktan yorulmuş tüm ruhlar adına...

Sırıtıklar gidince birer birer, dar deliğe bir yılan girecek. Bak o girince nasıl da değişecek her şey. Yüzlerde naif bir gülümseme, söyleneni hemen kabul etme, bir uyumluluk, dizboyu... Önce bir haykırış ve ucuz bir eğlence ve antipatik bir kalabalık. Sevilmediklerini bildikleri halde yırtık donlardan fırlayanlar... Sonra bir1 ve iki2. O kadar... Dar deliğe o yılan girecek sonunda. Bu kadar acele...

Perşembe, Mayıs 22, 2008

Bir Bir İki Üç Beş Sekiz

Kırdığım kalpleri bir bir rendeledim
Şimdi
Hazmı kolay artık
Bir kutlama, bir davet
Var bugün benden
Bebek gibi büyüttüklerimi
Bir çırpıda
Nasıl da silebildim
Göstermek istiyorum
Ağzımda tükürüğe boğdum
Küfürleri birer birer şimdi
Yutması nasıl zevkli
Tükürdüğümü
Yalıyorum
Temas edilen yerleri
Temas ettiklerini
Kedi gibi
Yalnız ölen
Bir değil
Bin defa
Bir kez daha
Ölen
Ölmekten utanan
Ölürken çirkin
Yeniden doğabilir miyim?
Küllerimden
Toprağımdan
Suyum kirliydi
Kanım da
Ondandır
Ondandır bu bet
Bu haylaz ve arsız doğam
Ezilmeli mi yeni doğan
Şans vermediniz
Şansım olmadı
Ben de
Bende bitirdim
Bence
Güzel oldu
Çirkinler arasında
O kadar baskı
Bir o kadar basınç
Yılmadım
Yıldırım
Ve öncesinde
Ve sonrasında
Sessizlik
Sükut
Bir
Bir
İki
Üç
Beş
Sekiz
Gerisini biliyorsunuz
Artık
Elle tutulmayanı
Ardıma attım
Çöp
Pislik
Artık
Gibiyim
Bir kutlama, bir davet
Var bugün benden
Sahne benim
Oyuncu ben
Yönetmen de
Buyurmaz mısınız?



Çarşamba, Mayıs 21, 2008

Nedenini Bulamadığım

Elmamı böldüm
Paylaşmak için
Yasak
Yasak olduğunu bile bile
Göze aldım
Göz altlarım
Nemli
Kaç zamandır
Nedenini
Bulamadığım
Bak elimdeki
Parmaklara
Bir eksik
Bir fazla
Sayamıyorum
Yeterince tarafsız
Olamıyorum
Bak göğsümdeki
Kurşun izlerine
Sıcak mı hala
Hala duman
Toz duman
Akacak yer 
Yok
Karnım artık
Tok
Dilimi kestim
Ürkütmemek için
Acıtacak
Acıtacağını bile bile
Dişlerimi sıktım
Dişlerim
Kesmiyor
Kaç zamandır
Nedenini
Bulamadığıım
Bak biriktirdiğim
Anılara
Bir gerçek
Bir rüya
Hatırlamıyorum
Yeterince hassas
Olamıyorum
Bak saatimdeki
Yelkovana
Kırık mı hala
Hala işlevsiz
İşgüzar işlevsiz
Uyandıracak
Yok
Çoğu şey
Bok

Cumartesi, Mayıs 17, 2008

Doğmamış Çocuklarım


Doğmamış çocuklarım
Beklerler
Parmakları yukarıda
Söz almak için
Ağlarlar
Gözlerinde yaş
Dizleri yaralı
Ağlatırlar
Dilleri acımasız
Doğmamış çocuklarım
Sendelerler
Boyunları yok
Eğmek için
Anlarlar
Sesleri kısık
Sözleri yitik
Anlatırlar
Hevesleri tükenmez
Doğmamış çocuklarım
Yalvarırlar
Elleri duada
Yaşamak için
Kanarlar
Kalpleri açık
Ruhları delik
Kanatırlar
Nefretleri bitmez

Cuma, Mayıs 16, 2008

Güz Arkadaşım

Sen benim güz arkadaşımsın
Yaz gelir
Seni beklerim
Sonra birlikte
Baş başa
Yaprakların düşüşünü
Bulutların üzülüşünü
İzleriz


Sen benim güz arkadaşımsın
Yaz gelir
Seni beklerim yine
Aynı yerde
Birlikte solarız
Rüzgara karşı
Toprağın altı
Oluruz

Kırmızı Balonlar

Kırmızı
Balonlarım olsa
Bıraksam
Uçurumdan
Aşağı düşseler
Sonra toprağı yaksam
İçeri doğru yansa
Alttan alta
Harıl harıl
Sonra nefesim
Nefesim
İçime kaçsa
Gecenin
Tam ortasında
Güneş doğsa
Esnese önce
Sonra yaksa
Bilmediğim
Bir dilde
Yazılmış
Kitapları açsam
Sayfaları çevirirken
Parmaklarım
Parmaklarım kesilse
İz bıraksam
Masallar
Masalların kahramanlarını
Alıkoysam
Ben geçsem
Anlatılırken
Ben olsam
Yaşlarımı
İçime akıtsam
Tuzu
Dilime düşse
Hissetsem
Kalbim
Kalbimin
Ritminden
Bir vuruşu
Sana versem
Senin olsa
Bana
Bana heyecanlansan
Senin ritmine
Eklense

Perşembe, Mayıs 15, 2008

Bir An Dinlemediler


Gözlerimdeki ışık
Söner
Nerede başkanım
Kırmızılar
Kirpikler


Yüzyirmi mi neden
Ezilirim
Üstümde araba
Darmadağın
Yüzüm gözüm


Direndim, sildiler
Bir an dinlemediler
Ürettim, delirdiler
Yaşamamı istemediler



Peşimden gelmeyin
Ölürüm
Flaşlar, sorular
Sıkı takip
Yakın temas





Barışımı delmeyin
Hayal ederim
Dört kurşun
Sırtımda
Omzumda


Direndim, sildiler
Bir an dinlemediler
Ürettim, delirdiler
Yaşamamı istemediler

Çarşamba, Mayıs 14, 2008

"Oynayamadığım Oyunlar" *

Oyun içinde oyun
Hangisindeyiz?..

Açmaya korktuğum o çekmeceler
Uzun zamandır elimi uzatamadığım
Açılmak istediler birer birer
Hatıralarımı deşmeye kıyamadım

İçlerinden dökülen o resimler
Kimi kimseyi tamamen unutamadım
Gerideki beni saklar gibiler
Hiçbir zaman ben hazır olamadım

Kıramadım kanatamadım
Oyunu tam oynayamadım
Soramadım yorulamadım
Son noktayı koyamadım

Dönemedim yediremedim
Sevilmeyi beceremedim
Soramadım yorulamadım
Son noktayı koyamadım

* "Oynayamadığım Oyunlar" cümlesi Uygar Şarvan'a aittir.

Pazartesi, Mayıs 12, 2008

23:59:59


Hani
Şarkının sevdiğin yeri
Gelir
Gözlerini kapatırsın
Ve tuhaf bir rüzgar öper
Karşılık beklemeden
Seni
Doğmamış çocuğunu özlersin
Belki
Kalbinin odacıkları
Ayrı
Ayrı
Ağrımaya başlar
İçten içe
Saat
En son
Yirmiüç
Ellidokuz
Ellidokuzu
Gösterir
Ve sonra
Yeniden başlar
Hani
Renk seçmek istersin
Yetmez
İfaden öksüz kalır
Yetim hatta
Aman dersin
Aman
Siyah ve beyaz
Ötesi yok
Ve o an
Asi bir yaş
Bırakır
Geridekilerini
Kopar
Gelir
Süzülür
Belki
Ölmemiş hislerini
Gömersin
Saat
En son
Yirmiüç
Ellidokuz
Ellidokuzu
Gösterir
Ve sonra
Yeniden başlar

Çarşamba, Mayıs 07, 2008

Tam Ortadan Yarılmalı Dünya!

Tam ortadan yarılmalı Dünya!
Acı içinde hem de
Sesini duymalı bu kulaklar
Anlamazdan gelir gibi hatta
Bir yarısı bir elimde
Diğer yarısı yerde
Elimdeki yarıyı
Çarptığımda süratle
Daha da ağlayacak Dünya!
Dünya ey Dünya!
Düşüyordun dün ya!
Hala mutlu musun?
Hala umutlu musun?
Biliyorum her an
Benden nefret ediyorsun
Çekinsem olumlu gibi
Baskın olsam olumsuz
Kin içinde dönüyorsun

Sıkılmadın mı?
Seni yeterince sıkmadım mı?
Sıkamadım mı?
Tam ortadan yarılmalı Dünya!
Revan içinde hem de
Sesini duymalı bu kulaklar
Kahkaha içinde kahkaha
Hikayesi bir kitapta
Kitap ise yangında
İstesem söndürürüm
Söndürürsem söndürürüm
Daha da yanacak Dünya!
Dünya ey Dünya!
Ağlıyordun dün ya!
Hala sonlu musun?
Hala fason musun?
Biliyorum her an
Beni yutmaya çalışıyorsun
Üzülsem neşeli gibi
Şen olsam üzgün
Ter içinde dönüyorsun

Darılmadın mı?
Sana yeterince darılmadım mı?
Darılmadın mı?

Perşembe, Mayıs 01, 2008

Kafka'ya İnat Metamorfoz

Kafka'ya inat metamorfoz. Geride bıraktıklarım. Yaşanmış onca hayaller. Kendime yetişim. Desteğim benim. "Evet" deyişim. Kuyruk oluşum. Yine, yeni bir değişim. Adamlarım. Adamlar ardındayım. Kurşun askerlerden farklı olan. Vur vurabilirsen! Kurmuş hayallerimi... Kalbin sayfalar öncesinden tanıyormuş gibi olma durumu var biraz belki. Islak sadece mürekkebi. Kafka'ya inat metamorfoz. Kitin laneti, et ve muhabbet. Bir periyot. Bir frekans yani...