Salı, Mart 21, 2006

Kıymet


Bu hususta kıymet ile karşılaşınca ben inci vermeye başlıyorum. Adeta kıymet karşısında içimdekileri, beynimdekileri, organlarımı ve bunun gibilerini döker oldum yahu.

Saklanacak yerim, saklayacak yüzüm kalmadı.
Saklayacak etim, saklanacak gizim kalmadı.

İronik bir yapıda döndüğüne inandırıldığımdan - kanımca - bu dünyayı bir türlü yorumlayamaz oldum. Yazı beklerken bahardan haz aldığımdan mıdır, kışı beklerken güzde melankolik olduğumdan mıdır nedir heves namına birşey kalmadı. Doyumsuz oldum yahu.

Kullanacak erim, pullayacak eserim kalmadı.
Pullanacak derim, kurcalayacak yapım kalmadı.

Bu et yüzeyine bu günahlar silsilesi bol gelir oldu. Artık bunu biliyorum. Her gece yatmadan önce ben bir adet sakinleştirici alıyorum. Bu bedeni bir nevi kandırıyorum. Sebep gayet açık: suçlu tin yahu.

Özleyecek evim, özlenecek benim kalmadı.
Özlenecek betim, özleyecek menim kalmadı.

Hiç yorum yok: