Kafka'ya inat metamorfoz. Geride bıraktıklarım. Yaşanmış onca hayaller. Kendime yetişim. Desteğim benim. "Evet" deyişim. Kuyruk oluşum. Yine, yeni bir değişim. Adamlarım. Adamlar ardındayım. Kurşun askerlerden farklı olan. Vur vurabilirsen! Kurmuş hayallerimi... Kalbin sayfalar öncesinden tanıyormuş gibi olma durumu var biraz belki. Islak sadece mürekkebi. Kafka'ya inat metamorfoz. Kitin laneti, et ve muhabbet. Bir periyot. Bir frekans yani...
3 yorum:
Kaç defa tıkladım bu sayfaya bilmiyorum. Kaç kere bekledim "çok ara veriyor" diye sitem ederek...
Hiç yorum yapmadım ama. Neden bilmiyorum...
Bugün yapasım var, onun da nedenini bilmiyorum...
"Metro" geldi gözlerimin önüne, bilmem kaçıncı kez okurken Kafka'ya inadını.
Hani gider gelir Kızılay - Batıkent hattında...
Neresi başı, neresi sonu bilemezsin. Burası başı dediğin sonu çıkar bazen... Sonu dediğin başı... Ne tarafa gidersen git "son durak" der o ses...
Bilemezsin hangisi hangisine daha çok muhtaç. Belki iki tarafı da hem başıdır hem sonu; aynı anda, aynı uzaklıkta.
Belki de, sürükleniyor görünen başı çekiyordur aslında...
Umut perisi... Benim hala umudum var mı?
senin hala umudun var
isyan etsen de istediğin kadar
inat etsen bile bırakmazlar
hem "eyvallah dersin olur biter"
Sen umudun ta kendisisin...
Yorum Gönder