Oyun içinde oyun
Hangisindeyiz?..
Açmaya korktuğum o çekmeceler
Uzun zamandır elimi uzatamadığım
Açılmak istediler birer birer
Hatıralarımı deşmeye kıyamadım
İçlerinden dökülen o resimler
Kimi kimseyi tamamen unutamadım
Gerideki beni saklar gibiler
Hiçbir zaman ben hazır olamadım
Kıramadım kanatamadım
Oyunu tam oynayamadım
Soramadım yorulamadım
Son noktayı koyamadım
Dönemedim yediremedim
Sevilmeyi beceremedim
Soramadım yorulamadım
Son noktayı koyamadım
* "Oynayamadığım Oyunlar" cümlesi Uygar Şarvan'a aittir.
6 yorum:
Oyunlar ve
Konulan son noktalar arasında
Bütün oyunu kendin gibi oynamak
Ruhunun bir zerresini bile
Değiştirmeden
Yerinden oynatmadan
Oyunun kurallarına bağlı
Ve kendin olarak
Kazanmak mümkün müdür?
Kazanmak mı dedim?
Oyunu oynamak bile zor
Yeni bir oyunu başlamadan bitirince
Farkına varmak
Oynayamadığım oyunlar
Sıra sıra dizilmiş geçmişimde
"Yeni bir oyunu başlamadan bitirince"
Ne de çok şey var bunun altında aslında
Ne kadar çok...
Belki de oyun oynayamayacak kadar yorulmuşsundur
Belki büyümüşsündür
Belki de içindeki çocuk saklambaç oynamakla meşguldür
ve sen onu ararken oyun oynayamayacak kadar meşgulsündür...
"Oyunlar" her daim var. Sürekli oyun peşindeyiz, kimisinde sevdiğin birşeyi kaybedeceğini bile bilsen oynamaktan vazgeçemezsin. Herşeyi oluruna bırakırsın o "oyun"da, birşeyi kazanır birşeyi kaybedersin belki de. Ama kendinden kaybetmek en kötüsüdür. Kimisinde de sadece oyunu kaybedersin, ebelenirsin belki de, en zararsızı budur kim bilir... ama "oyun"lar her yanımızda, tam hayatın içinde...
Büyüdükçe unutulur oyunların kuralları.
Hayat başlı başına bir oyun derler ya, yalan... Gerçekten oyundaysan, oyunda kalır yaşananlar, belki sonraki teneffüse saklanmış bir iki alay etme cümlesi dökülür arkadaşın dilinden. Hayat öyle değil ama; başlamadan biten oyunlar var, içine alınmadığın oyunlar. Hatta fasulyeden girdiklerin. Sonra bir eksiklik hissi, "neden?" sorusu yakanı bırakmayan. Başlayamadığın, bitiremediğin, içine sindiremediğin... Oynamış sayılmayacağın, oynayamadığın oyunlar...
Sevilmeyi de, sevilmemeyi de öğrenmek lazım. İstenmeyi de, dışlanmayı da...
Dışlanmaya rağmen sevmeyi de, sevilmemeye rağmen istemeyi de...
Hepsi bir oyun
Hepsi biri bütünleyen bir çok oyun
Birini oynayamamak
Birini seçmemek
Kendini diğerinin içine sürüklemek
Bazen sürüklenmek
Bırak açılsın çekmeceler
Oyunun geri kalanında
Kalanı bütünleyecek yeni oyunlarda
Yol gösteren olsun
Doğum mizanseninden beri
Kazandığımız oyuncaklar onlar
Acı verir derken
Düşülen kuyudan kurtaran oyuncaklar
Yılların tozu üstünde kalsın
Değişmesin, saf kalsın derken bile
Canice bir zevkle yerlerinden oynatmaya çalıştığımız oyuncaklar
Zor olansa
Kuralların gereksiz sabitliği
Uyumsuzluğu
Çelişkileri
Haykırı versem diğer oyunculara
'Bu bir oyun
İçinde yer aldığımız
Bizimle var olabilen
Kuralları değiştirebiliriz
Kendimize uydurabiliriz
Kendimiz olabilir
Çokuz aslında
Birbirini tümleyemeyen
Var olmamıza tehlike oluşturan
Var olan kurallara boyun eğen
Çokuz'
Ya oyuncular bakarsa suratıma boş gözlerle
Kendi olmayı unutmuş
Var olmayı kıpırtısız kalmak sanan gözlerle
"Bu iş zor Yonca
Çünkü insanlar yıllar boyunca
Hiç soru sormadan durur"*
*Bülent Ortaçgil
Yorum Gönder